12 Ekim 2015 Pazartesi

TEKNOLOJİDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ: 90'S

 Evet sevgili arkadaşlar. Doksanlar birçokları için samimiyetin, sıcaklığın, iyi komşuluk ilişkilerinin yer aldığı kritik bir geçiş dönemidir. Emin olun benim için de öyle. Teknolojinin de ilerlemesiyle birlikte bireysellik, bencillik, samimiyetsizlik ve başını bilgisayardan kaldırmayan insanlar ortaya çıktı. Eskiden çok neşeli sohbet ortamları varken, şimdi akıllı telefonlar ve tabletler insanların prangası oldu adeta. Bu yazıda biraz geçmişe gideceğiz. Bakalım doksanları diğer dönemlerden daha özel kılan ve kendisini özlettiren şeyler neler?

1-Karşılıksız sevgiye dayalı komşuluk ilişkileri: Eskiden bir komşumuz bir yemek pişirdiğinde "kokusu aşağıya da gider. En iyisi yemek götüreyim" denir ve o tabak asla boş dönmezdi. Şimdi ise Rapunzel misali 25-30 katlı resindenselerimize kapanmış durumdayız ve bizi kurtaracak bir prens yok.

2-Sokaklarda oyun oynayan çocuklar: Bizden önceki nesil ve bizim nesil daha çok sokakta büyüyen bir nesildi. Adeta sokaktan eve gelinmezdi ve o dönemde "Akşam ezanından önce eve gel" diye bir ritüel vardı. Fakat şimdi o oyun oynanan yerler gitti ve onların yerini yeni(!) binalar aldı. Ne güzel!












3-Atari: Atari her çocuğun (özellikle erkeklerin) en büyük hayali ve en iyi oyun arkadaşıydı. Evinde atari bulunan çocuk zengin sayılırdı. Hatta 2 tane varsa ohhooo. Evinde atarisi olmayan çocuklar ve gençler dönemin atari salonlarına gider ve orada Street Fighter oynarlardı. Şimdi onların yerini Playstation ve Nintendo serisi aldı ama asla o tadı veremediler.












4-Salçalı Ekmek ve Bilye (Cilli): Sokakta oynayan her çocuğun en sevdiği yemektir salçalı ekmek. Ne çok karın doyurur ne de aç bırakır. Acıktığında yediğin bir dilim salçalı ekmek seni 2-3 saat tutabilirdi. Ve bilye. O dönem her çocuğun renkli renkli bilyeleri vardı ve bu bilyeler kıran kırana geçen mücadelelerle kaybedilmemeye çalışılırdı. "Ütmek" kelimesi o dönemin en çok kullanılan tabiriydi.













5-Çılgın müzikler ve danslar: Tabi doksanların kendine özgü bir müzik ve dans şekli vardı. Yabancılardan örnek vermek gerekirse 90 lar döneminin en önemli dans figürleri Macarena ve Mc Hammer'a aitti. Bizden örnek vermek gerekirse tabiki de Mustafa Sandal'ın ay dansı ve Yonca Evcimik ( özellikle Bandıra Bandıra )













6-Geleneksel pazar yıkanmaları: Genelde bir televizyon efsanesi olan "Bizimkiler" başlamadan yıkanılır ve ailecek o dizi izlenirdi. Tabi asıl amaç ertesi gün okul var. Ama hiç kimse düşünmezdi çocuğun 2 gün sonra tekrar kokacağını.

7-Eşi benzeri bulunmayan televizyon programları: Doksanlar dediğimiz zaman yaşayış tarzında olduğu gibi efsaneleşen televizyon programları da akıllara gelmelidir. Gün Şebnem Dönmez'in sunumuyla "Sabah Şekerleri" ile başlar, "Bizimkiler" ile devam ederdi. Hele bir de günlerden pazarsa  Nejat Uygur'un "Cibali Karakolu" ve bir döneme damga vuran Süheyl ve Behzat Uygur kardeşlerin "Şahane Pazar" programı devreye girerdi. O dönemlerde evlendirme programı ve Müge Anlı yoktu. Onun yerine Sinan Çetin abimiz kapıları açıp kapatır, Yasemin'in penceresi ise dertli insanları dinlerdi.













8-Müthiş sloganları olan benzersiz reklamlar: Dizi ve film sektöründe olduğu kadar reklam sektöründe de yaratıcıydık. Bir dönemin fenomenlerinden olan Ali Desidero'nun "Derby" reklamından tutun da aynı karakterin oynadığı "Tokai" reklamına kadar. Slogan bile ne kadar yaratıcı: "Çakar çakmaz çakan çakmak!"












BONUS: Levent Kırca: Bir döneme damga vuran usta oyuncu bildiğiniz gibi dün aramızdan ayrıldı. Bir nesil onun "Olacak O Kadar" ı ile güldü, onunla büyüdü. Kim unutabilir Oya Başar'ın o hafızalara kazınan repliğini "Ne goydun la gafana?"














 Elbette bu liste daha çok uzar ama şimdilik bu kadar. Yorumlarınızı bekliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder