14 Ağustos 2019 Çarşamba
HOLYWOOD'UN YENİ IKILISI: HOBBS AND SHOW
Merhaba sevgili blog okuyucularım. Ben Kutlay. Bu hafta yeni bir filmle daha sizlerle birlikteyim. Bu hafta ele aldığım film, bir ara film olan Fast and Furious : Hobs and Show filmi.
Fast and furious : Hobs and show, bildiğimiz Fast and furious serisinin devam filmi değil, bir ara film olarak piyasaya çıktı. Geçtiğimiz günlerde de ülkemizde vizyona girdi. Film projesi ilk açıklandığı dönemde, ben bunun çok gereksiz olduğunu düşündüm. Bildiğiniz gibi son yıllarda, özellikle seri filmlerde, seriden bağımsız olarak ara filmler yapmak çok popüler hale geldi. Bunu tüm dünyaya yayan seri ise Star Wars oldu. Evet bu tarz filmler bazen seride anlamadığımız noktaları aydınlatmak için faydalı olabiliyor. Bazen de bu tarz filmlerin tamamen gişe kaygısı için ve biraz daha para kazanmak için yapıldığını anlayabiliyorsunuz. Hobbs and Show gibi. Filme önyargımı engelleyerek gittim fakat filmden çıktıktan sonra kafamdaki bazı soru işaretleri hala çözüme kavuşmuş değildi. Şimdi size filmin konusundan kısaca bahsedeyim.
Fast and furious : Hobbs and show, filmi Fast and furious serisinin sevilen iki ismi olan Luke Hobbs ve Deckart Show karakterlerinin başına gelen bir takım olayları konu ediniyor. Hatty Show denilen bir kadın casus (kendisi aynı zamanda Deckart ın da kız kardeşi) MI6 denen ölümcül bir virüsü, Brixton Lore (Idris Elba) denen düşmandan korumak amacıyla kendi vücuduna yerleştirir. Bu tehtidin farkına varan ABD hükümeti de azılı düşman olan Hobbs ve Show u görev başına getirir. Ve böylece Los Angeles dan Samoa aralarına kadar süren bir macera başlamış olur.
Hobbs and Show birçok yönüyle kafamdaki soru işaretlerini silmeyi başaramadı. Örneğin dünya yansa bir araya gelmeyecek ikilinin bir araya gelmesi bana çok anlamsız geldi. Çünkü Luke Hobbs, dürüst bir polisken, İlk olarak 7. filmde görmüş olduğumuz Deckart Show karakteri gerçekten şeytana pabucunu ters giydirecek kadar kötü bir karakter. Dolayısıyla bu filmde onun iyi gösterilmeye çalışılmasını anlamsız buldum. Bir ikinci nokta ise seriden dolayı insanların artık dövüş ve kaçış sahnelerinden sıkıldığını düşünüyorum. Dolayısıyla bazı sahneler her ne kadar yaratıcı olsa da bu alışılmışlıktan dolayı beni çok etkilemedi. Filmin bazı yerlerinde, komik olması adına yerleştirilen bazı espriler var. Bazı sahnelerde işe yarasa da filmin genelini kurtarmaya yetmemiş. Fakat hoşuma gitmeyen yerler de yok değil. Örneğin film içerisinde Ryan Reynolds, Helen Mirren ve Kevin Hart gibi isimleri görmek beni mutlu etti. Ayrıca bir kaç yerde de Game Of Thrones ve Yüzüklerin efendisi göndermeleri de var ve hoş olmuş. Onun dışında Idris Elba ve Vanessa Kirby nin oyunculukları çok başarılı. Idris Elba bir yerde kendisini Black Superman olarak tanımlıyor. Ben de o noktada bu adam Marvel da bir süper kahraman olsa ne kadar güzel olurdu diye düşünürken sonradan bunun imkansız olacağı aklıma geldi. Zira kendisi Thor filmlerinde Asgard ın koruyucusu Heimdahll rolündeydi. Hatırlayacağınız gibi Heimdahll, infinity war da ölmüştü. Ama belki DC ye girer. Filmin yönetmenlik koltuğunda ise V For Vendetta, John Wick ve Deadpool gibi filmlerden tanıdığımız David Leitch var. Sonuç olarak film beklentilerimin altında kaldı. Filme puanım 5/10. Haftaya yeni bir yazıyla daha görüşmek dileğiyle. Şimdilik hoşçakalın!
Kutlay ZEREY
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder