22 Kasım 2016 Salı

SIRLAR EVRENİNDEKİ DAHİ: DOCTOR STRANGE



  Merhaba sevgili blog okuyucularım. Ben Kutlay. Bu hafta yine yepyeni bir film yazısıyla karşınızdayım. Biliyorsunuz en son olarak Dağ 2 filmini değerlendirmiştim. Filmin o kadar çok etkisinde kaldım ki uzun süre sinemaya gidemedim. Bu hafta sizler için değerlendireceğim film, Dağ ile ile aynı tarihte (4 Kasım) vizyona giren ve bir süper kahraman filmi olan Dr. Strange olacak.

 Stephen Strange, Dünyaca ünlü bir beyin cerrahıdır. Dünyanın en iyi beyin cerrahı olması vesilesiyle egosu da oldukça fazladır. Genellikle etrafındaki insanları ezen, dini inancı olamayan (Kamar-Taj'a kadar) onlarla dalga geçen, tabiri caizse gıcık bir tiptir. Yakınında sadece duygusal hisler beslediği yine aynı hastahanede çalışan Christina Palmer (Rachel McAdams) vardır. Dr. Strange bir gün konuşma yapmak için bir yere giderken çok büyük bir kaza geçirir ve geçirdiği kaza sonucunda ellerini kullanamaz hale gelir. Bunun sonucunda depresyona girer ve gücünü psikolojik yolla kazanmak için Nepal'e, seçilmiş kişinin yanına, Kamar-Taj'a gider ve olaylar gelişmeye başlar.

  Dr. Strange filmi daha ilk dakikadan izleyiciyi ele geçirmeyi başarıyor. Film bir giriş aksiyonu ile başlıyor. Filmin merkezindeki seçilmiş kişi ve onun eski öğrencisi olan Casillus arasında bir mücadele ile film başlıyor. Sokaklar aynalarla çevriliyor (ki burada Jacques Lacan'ın ayna teoremine çok fazla gönderme var) binalar adeta bir akordeon misali eğilip bükülüyor. Kısacası filmiş girişinde oldukça kakafonik bir giriş aksiyonu yaşanıyor.

  Dr. Strange filminde aynı zamanda metafizik bilime de atıfta bulunuluyor. Filmdeki seçilmiş kişinin, onun öğrencilerinin ve Dr. Strange'nin yeni bir evren açma özelliği var. Bu özellikle aslında yüzyıllardır araştırmalara konu olan "Multiverse" yani bilinen adıyla "Çoklu Evren" teorisine göndermelerde bulunuluyor. Çoklu Evren teorisinde olduğu gibi filmde de aslında birçok paralel evrenin var olduğunu ve özel güçlere sahip insanların bu evrenler arasında seyahat edilebileceğini vurguluyor. Kimi zaman bunu gerçekten yapıyorlar kimi zamanda astral seyahat şeklinde paralel evrenler arasında geziyorlar. Aynı zamanda filmin içerisinde Omajlar da mevcut. Filmin 1-2 yerinde Dr. Caligari'nin Muhayenesi filmindeki Cesar karakterine göndermeler var.

  Dr. Strange, konusu kadar oyuncu kadrosuyla da dikkat çekiyor. Baş rolde Oscar ödüllü Benedict Cumberbatch, Tilda Swindon, Chiwetel Ejiofor ve Rachel McAdams (Spotlight filminde harikalar yaratmıştı) gibi yıldızlar var. Filme oyum 8/10. Haftaya başka bir filmde görüşmek üzere. Hoşçakalın!
                                                                            Kutlay ZEREY

8 Kasım 2016 Salı

BİR KAHRAMANLIK HİKAYESİ: DAĞ 2



  Merhaba sevgili blog okuyucularım. Ben Kutlay. Yine bir film yazısıyla sizlerle birlikteyim. Son olarak Ekşi Elmalar filmini değerlendirmiştim. Bugün ise çok çok özel bir filmle sizlerle birlikteyim. Bugün sizler için değerlendireceğim film Dağ 2...

  Dağ serisinin ilk filmi 2012 senesinde gelmişti. Ve çıktığı o dönemde gişede çok fazla başarı gösterememiş olsa da özellikle internet aleminde büyük bir patlama göstermişti. Serinin ilk filminde Bekir ile Oğuz'un hayat hikayesine tanık olurken, ikinci filmde 7 tane bordo berelinin hayat hikayesine tanık oluyoruz. Hem de bunlar yaşanmış hikayeler. Karakterler kurgu olabilir ama hikayeler kesinlikle gerçek...

  Dağ 2 filminin kısaca konusundan bahsedecek olursak: Gazeteci Ceyda Balaban teröristler tarafından Kuzey Irak'a kaçırılır. İçerisinde Bekir ve Oğuz'un da bulunduğu 7 tane bordo bereli asker onu kurtarırlar ve Türkiye'ye getirmeye çalışırlar. Filmde askerlerin bu süreçte başlarına gelenlere tanık oluyoruz. Bekir ve Oğuz'un da Özel Kuvvetler'e girmeye çalışmaları da filmin yan konularından birisi. Şimdi ben size bu filme neden gitmeniz gerektiğini açıklayacağım.

1- Bu film Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Genelkurmay Başkanlığının tarihinde ilk kez destek verdiği bir sinema filmi. Yani filmde kullanılan teçhizatların tamamı gerçek.

2- 2009 yılında yapılan ve o dönem çok büyük ses getiren Nefes: Vatan Sağolsun filminden sonra (Dağ 1'i saymıyorum) gerçek anlamda askerliği ve vatani duyguları anlatan tek film. Hatta en iyi film.

3- İMDB'de (İnternet Movie Database) 15 binden fazla oy kullanılmasına karşın 10 üzerinden 10 alan tek Türk filmi.

4- Filmde askerlerin rütbelerinde bulunan yazıların gerçek Göktürkçe, Murat Arkın'ın canlandırdığı Arif karakterinin ateş etmeden önce okuduğu şiirin Hüseyin Nihal Atsız'ın "Kahramanların Ölümü" adlı şiiri olduğunu, fonda sürekli çalan şarkının Azeri Türklerinin efsane şarkısı "Ayrılık" olduğunu, filmin Türkçülük damarlarını nasıl kabarttığını fark ettiniz mi? Ben fark ettim ve bu bile gitmek için tek sebep.

5- Filmin Ömer Halisdemir ve onun gibi binlerce şehide atfedilmesi...

6- Filmdeki bütün oyuncular inanılmazdı ama özellikle Murat Serezli ve Murat Arkın'ın oyunculuğu göklere çıkaran harika performansları...

  Bu liste daha uzar gider. Ama ben bir yerde kesmek zorundayım. Öncelikle buradan Alper Çağlar'a (ki filmin kurgusu da kendisine ait) tüm cast ekibine teşekkür ediyorum, Türk sinema tarihinin en iyi savaş filmini yaptıkları için. Bence herkes bu filme gitmeli hatta bu film gişe rekorları kırmalı. Haftaya yeni bir filmde görüşmek üzere. Yazımı Dağ 2 filminin en can alıcı cümlesi ile bitirmek istiyorum: " BİR ÖLÜRÜZ BİN DİRİLİRİZ!"

                                                                                         Kutlay ZEREY

1 Kasım 2016 Salı

EKŞİ ELMALAR


  Merhaba sevgili dostlarım. Ben Kutlay. Bugün yine sizlerle birlikteyim ve sizler için yeni bir filmim var. Biliyorsunuz son olarak Tom Hanks'in İnferno (Cehennem) filmini değerlendirmiştim. Bugün değerlendireceğim film ise Geçtiğimiz Cuma vizyona giren Ekşi Elmalar olacak.

  Ekşi Elmalar, senayosunu Yılmaz Erdoğan'ın yazdığı ve yine kendisinin yönettiği bir dram filmi. Her ne kadar bir dram filmi olarak geçse de komik ögeleri de çok fazla. Filmin başrollerinde ise Farah Zeynep Abdullah, Songül Öden, Şükran Ovalı, Fatih Artman, Şükrü Özyıldız ve Devrim Yakut var. Oyuncu kadrosu çok zengin sizin anlayacağınız.

  Ekşi Elmalar 1977 yılında Hakkari'de geçmektedir. Dönemin belediye reisi Aziz karakterinin ve onun 3 kızının hikayesini görüyoruz. Bu 3 kız 3 farklı kişiye aşıktır ama babaları biraz despot oldğu için bir türlü sevdiklerine kavuşamazlar ve farklı kişilerle evlenirler. Aynı zamanda film içerisinde yöresel olaylar da es geçilmemiş. Yaz geldiğinde yaylaya çıkılması, tereyağ, peynir yapımı gibi birçok yöresel ögeyi de filmin içerisinde görüyoruz.

  Belediye reisi Aziz'in ailesi dönemine göre yoksul bir ailedir. Kızları bit hata yaptığı zaman Aziz onları falakayla döver. Bu insanlar henüz Şampuan ile tanışmamışlardır ve ilk tanışmaları da çok komik olur. Şampuanı duşta değilde normal zamanda saça şekil veren bir jöle gibi kullanırlar. Okaliptüs ağacını bilmezler ve o ağaçtan sürekli kavak diye bahsederler. Aziz karakteri kısacası çok despot ve sert bir karakterdir. Dediğinden ve inandıklarından kolay kolay vazgeçmez. Bu despoluğunun sonucu olarak da Alzheimer a yakalanır. Aziz ve ailesi o aydınlanmayı yaşamamışlardır. Antalya ile tanışana kadar. Ortanca kız Antalya'ya gelin gider ve denizi gördüğü ilk anda aydınlanmayı yaşar. Ve tüm aile Antalya'ya taşınır.

  Ekşi Elmalar, ilginç konusunun yanı sıra oyuncuların performanslarıyla da dikkat çekiyor. Özellikle benim büyük bir merakla takip ettiğim Fatih Artman yine ziraatçi karakteriyle çok iyi bir oyunculuk ortaya koyuyor. Kısacası sonuca gelecek olursak konu ve oyunculuklar çok etkileyici. Filme notum 9/10. Zaten İMDB'de 7.5/10 vermiş. Bu hafta da değerlendirmem bu kadar. Haftaya başka bir filmde görüşünceye dek şimdilik hoşçakalın!

                                                                                    Kutlay ZEREY