9 Ekim 2016 Pazar
MAHŞERİN 7 ATLISI: MUHTEŞEM YEDİLİ
Merhaba sevgili blog okuyucularım. Ben Kutlay. Bu hafta yine güzel bir filmle sizlerle birlikteyim. En son olarak Sully filmini değerlendirmiştim. Bu hafta sizler için değerlendireceğim film ise günlerdir merakla beklediğim The Magnificent Seven yani Muhteşem Yedili olacak. Aslında bu filmi daha önce değerlendirmeyi planlıyordum ama bazı sağlık sorunları sebebiyle ertelemek zorunda kaldım.
Muhteşem Yedili, Türkiye'de 23 Eylül 2016 tarihinde tüm sinemalarda aynı anda vizyona girdi. Açıkçası film gişede beklenen başarıyı gösteremedi ve (benim de gitmiş olduğum sinemada olduğu gibi) genellikle küçük salonlarda gösterildi. Kısacası filmin konusundan bahsetmek gerekirse şöyle bir akış filmi takip ediyor: Vahşi Batı'da Muhteşem Yedili, sanayici Bartholow Bague'nin sert yönetimi altındaki fakir köyü onun yönetiminden alma için tutulur. Bu grubun lideri ise aslında bir ceza avukatı olan Sam Chilsom ( Denzel Washington ) dur. Ve olaylar gelişmeye başlar.
FİLMİN OLUMLU YÖNLERİ
1- Filmin en olumlu yönü kesinlikle oyuncu kadrosu. Zaten filmde Denzel Washington, Chris Pratt ve Ethan Hawke'yi görünce filme kendiliğinizden gidiyorsunuz.
2- Film, Quentin Tarantino'nun yönetmenliğini yaptığı Hateful Eight filmine çok benziyor. Ama filmin olumlu yönlerini almışlar. Bu da filmi diğer klasik western filmlerinden ayırıyor.
3- Filmde ki olay 1860'lı yıllarda geçmesine rağmen günümüze kolaylıkla uyarlanabilen bir yapıda çekilmiş. Filmde tarihleri görmediğiniz sürece günümüzde geçtiğini düşünebilirsiniz.
FİLMİN OLUMSUZ YÖNLERİ
1- A Klasman bir oyuncu kadrosuna sahip filmin B Klasmanı bir yönetmene sahip olması. Filmin yönetmeni Antoine Fuqua. Daha önce birkaç başarılı Hollywood filminde yönetmen olmasına rağmen Fuqua, kendi düşüncesini bana geçiremedi.
2- Filmde bazı sekansları çok uzun buldum. Özellikle filmin açılışında yer alan kilise sahnesi (din eleştirisi de var) ve filmin sonlarına doğru olan savaş sahnesi bana gereksiz derecede uzun geldi ve beni filmin akışından kopararak karakterlerle olan özdeşleşmemi kopardı.
Bu yönlerin dışında ilginç olaylar da mevcut. Filmin bir sahnesinde Sam Chilsom bir hayvanı çiğ bir şekilde yiyiyor. Bu da bana Game Of Thrones'te Khallesi'nin at kalbi yediği sahneyi hatırlattı. Sonuç olarak gidilebilecek bir film olduğunu düşünüyorum ve filme 10 üzerinden 6 veriyorum. Başka bir filmde görüşmek üzere. Hoşçakalın!
Kutlay ZEREY
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder