Merhaba sevgili film severler. Ben Kutlay. Uzun bir aranın ardından, yeni bir filmle sizlerle birlikteyim. Bugün ele alacağım film efsane yönetmen Martin Scorsese'nin son harikası Dolunay Katilleri.
Dolunay Katilleri, 20 Ekim 2023 tarihinde vizyona girdi ve bende dün akşam izleme fırsatı buldum. Filmin başrollerinde Leonardo Di Caprio, Rabert De Niro ve Lily Gladstone yer alıyor. Tabi bu filmde Scorsese'nin eski ve yeni gözdelerini bir arada görmek beni mutlu etti. Usta yönetmenin bu filmi Robert De Niro ile olan 10. filmi. Taxi Driver ile başlayan bu serüven dile kolay 50 yıldır devam ediyor. Leonardo ile ise 6. filmi. En son bu ikiliyi The Wolf Of Wall Street filminde bir arada görmüştük. De Niro ve Di Caprio ise ilk kez kamera karşısında bir araya geldiler. Belki de bu film, Scorsese'nin son filmi (çok üzücü ama) olabileceği için böyle bir cast seçimi yapılmış olabilir.
Konusu
Film gerçek bir hikayeye dayanıyor. 1920'li yıllarda Amerika'da yaşayan Kızılderili halkı olan Osage kabilesinin petrolü bulup zenginleşmesinden sonra başına gelen olayları konu alıyor. Bu halk zenginleştikten sonra halk içerisinde kimliği belirsiz kişiler tarafından bir takım cinayetler işleniyor. Olaya Federal Büro el atıyor ve cinayetler çözülmeye çalışılıyor. Olayın boyutları o kadar büyük ki, olayların sonunda Amerikan hükümeti FBI'ı kuruyor. Tabi bizde film içerisinde Ernest Burkhart, Mollie Burkhart ve William Hale karakterleri üzerinden olaylara odaklanıyoruz.
Kültürel Etki
Dolunay Katilleri filmi, 2017 yayınlanan aynı adlı kitaptan uyarlama bir film. Fakat kitapla aralarında bazı ufak tefek farklılıklar var. Kitapta katilin kim olduğu son ana kadar belli değilken, filmde başlarda kimin katil olduğu direk ortaya konuluyor. Osage cinayetleri olarak bilinen olay, 1920 - 1923 yılları arasında 24 tane kabile üyesinin şüpheli şekilde öldürülmesi sonucu araştırmaya alınıyor. Ve süreç FBI'ın kurulmasına kadar devam ediyor. Bu olay hala FBI tarihinin çözülmesi en karmaşık olaylarından bir tanesidir.
Filmin artı yönleri
1 - Filmde birkaç ufak tefek sahne dışında neredeyse hiç CGI yok. Sahnelerin tamamı gerçek mekanlarda çekilmiş. Bu da 3 yıldır yapım aşamasında olan bir filmin ne kadar büyük bir emekle ortaya çıktığını kanıtlıyor. Günümüz dünyasında artık her şey yeşil ekran önünde, sahte ortamlarda çekildiği için bu tarz gerçek şeyleri görmek beni mutlu ediyor.
2 - Filmde oyunculuklar - beklendiği gibi - çok iyi. Leonardo ve De Niro Oscar adaylığı alacak gibi duruyor.
3 - Filmin renkleri. Döneme ait pastel ve çoğunlukla sarının tonlarının kullanılması benim hoşuma gitti.
Filmin eksi yönü
1 - Filmin beğenmedim diyebileceğim tek yönü yavaş temposu ve süresi oldu. Dönem filmleri zaten temel olarak hızlı tempolu olmuyor ama içerisinde gerilim öğeleri bulunan bir filmin temposunun daha hızlı olmasını beklerdim. Film her detayı ince ince işliyor. Bunu da 3 saat 26 dakikalık süresinden anlayabiliyoruz. Film, yarım saate yakın daha kısa tutulabilirdi.
Dolunay Katilleri, kaliteli bir yapım olmakla birlikte, çok daha sınırlı bir kitleye hitap ediyor. Ama siz benim gibi Scorsese sinemasını seviyorsanız filmden zevk alacaksınızdır. Film, İMDB'de de 8.1 aldı. Benim ise filme puanım 7.5/10. Yeni bir filmle daha görüşünceye dek, şimdilik hoşça kalın!
Kutlay ZEREY