30 Aralık 2022 Cuma

GÖRSEL EFEKT Mİ? SENARYO MU? AVATAR: SUYUN YOLU

 


  Merhaba sevgili film severler. Ben Kutlay. Yeni bir filmle daha sizlerle birlikteyim. Bugün sizler için ele alacağım yapım Avatar 2 : Suyun Yolu.

  Takvim yaprakları 18 Aralık 2009 tarihini gösterdiğinde bir film vizyona girdi. Bu giren film öyle bir filmdi ki, o dönemde ve ondan sonraki dönemlerde yayınlanacak bütün filmlere ilham kaynağı olacaktı. Bir de filmin yönetmenlik koltuğunda Titanic, Alien ve Terminatör gibi efsane yapımların Oscar ödüllü yönetmeni James Cameron olunca tadından yenmez bir hale geldi. O dönemler 17 yaşında bir genç olan ben adeta ağzımın suyu aka aka sinema salonuna gittim ve büyülenmiş olarak salondan çıktım. İşte o film Avatar'dı. Peki Avatar'ın ilk filmini benim için özel kılan şey neydi? Senaryosu mu yoksa oyunculukları mı? Cevap ikisi de değil. Bu filmde beni etkileyen şey kullanılan çekim teknikleri ve görsel efektlerdi. Cgı teknolojisinin neredeyse yok denecek kadar az olduğu bir dönemde sanki hiç cgı yokmuşçasına filmde kullanılması beni oldukça etkilemişti. Benim gibi birçok insanı etkilemiş olacak ki; film, uzun yıllar boyunca sinema tarihinin en çok hasılat elde eden filmi olarak zirvede yer aldı. Ki burada bahsettiğimiz hasılat rekoru 2 miyar 750 milyon dolar. Filmin üzerinden 2-3 geçmesinin ardından yönetmen Cameron'dan Avatar 2 ile ilgili bir açıklama geldi. Kendisi, ikinci filmin geleceğini müjdeledi ama net bir tarih vermedi. İşte o günden sonra 13 yıllık bekleyiş başladı. Ta ki 16 Aralık 2022 yılına kadar. İkinci film için neden bu kadar uzun süre beklediğimiz konusuna yönetmen Cameron şöyle bir cevap vermiş: "Bu filmin senaryosunu 2 kere yırtıp çöpe attım. Çünkü senaryo ilk filmdeki kadar etkileyici olmalıydı" Senaryo yazım sürecinin en az 1 yıl olduğu düşünülürse filmin sadece senaryo kısmı 3 yıl almış olmalı. Şimdi gelin biraz saha senaryonun içine girelim ve bakalım 13 yıllık beklemeye değmiş mi.

   Avatar 2, ilk filmden 10 yıl sonrasını anlatıyor. Bu 10 yıllık süre zarfında ana karakterlerimiz Jake Sully ve Neytiri evlenmiş ve 4 tane çocukları olmuş ( Kiri karakteri biyolojik çocukları değil, kendisi ilk filmde vefat eden Grace'in çocuğu ama jake ve neytiri onu evlat edinmişler ) Dostlarımız Pandora gezegeninde mutlu bir hayat sürerken, ilk filmde öldüğünü düşündüğümüz ama sonrasında ölmeden önce Avatar formundaki klonunu bırakıp gittiğini öğrendiğimiz ana kötü karakterimiz Albay Miles Quaritch geri dönüyor. Bunun üzerine dostlarımız Jake ve Neytiri ailesini de alıp Pandora'nın daha farklı köşelerini keşfe çıkıyor. Bundan sonrası spoiler olacağı için daha derine inmiyorum ve teknik kısımlara geçiyorum. Öncelikle şunu belirtmem lazım ki, Avatar 2 filmi bizlere inanılmaz bir görsel şölen sunuyor. Bir de ben filmi 3D İMAX formatında izledim. Ki herkese de tavsiye ederim. Bu filmi mutlaka sinemada izleyin. 

 1 - İlk filmde beni oldukça etkileyen doğan CGI olayı burada da devam ediyor. Görsel efektler o kadar doğal kullanılmış ki çekilen yerleri gerçek zannediyorsunuz. James Cameron'ın yıllardır bunun üzerinde uğraştığını biliyordum ama bu kadarını bende beklemiyordum. 

  2 - Oyunculuklar benim hoşuma gitti. Özellikle genç Kiri karakterini 73 yaşındaki Sigourney Weaver canlandırıyor.

  3 - Filmde yer alan aksiyon sahneleri her ne kadar muhteşem olmasa da beni tatmin etti. 

Filmin Olumsuz Yönleri

1 - Yapımın gereksiz uzun olması benim canımı sıkan ilk nokta. Ortalama 2 saatte anlatılacak bir hikayeyi  3 saat 12 dakikada anlatıyor. Filmde geçen bazı sahneler ve diyaloglar çok gereksiz. Özellikle ana karakterlerimizin sığındığı deniz kolonisindeki insanlar ana hikayeye neredeyse hiç hizmet etmiyor. Hatta bir ara ana hikayeden o kadar koptum ki film bana su altını anlatan bir Net Gio belgeseli gibi gelmeye başladı. Filmi izleyenler ne demek istediğimi anlayacaklar. 

2 - Yapımın ana olgusunu düşmandan kaçmak ve ailesini korumak üzerine kuran Sully karakterinin bir noktada bu algıyı bir anda yıkması beni rahatsız etti. O noktada senaryo sanki biraz aceleye getirilmiş gibi hissettirdi. 

3 - Ana hikayeye hizmet etmeyen yan karakterler. Özellikle bazı karakterler sadece karakter bolluğu olsun diye yazılmış gibi duruyor. Bir noktadan sonra filmdeki hiçbir karakterle bağ kuramıyorsunuz.

  Toparlayacak olursak; Avatar: Suyun Yolu filmi senaryo olarak her ne kadar zayıf kalsa da müthiş bir görsel şölen sunuyor. Tekrar ediyorum, bu filmi mutlaka sinemada izleyin! İnsanlar da sinemaya gitmeyi özelmiş olacak ki, film ilk 10 günde 1 milyar dolar gişe hasılatını aşmayı başardı. Avatar 3 filmi için 20 Aralık 2024 tarihine kadar bekleyeceğiz. Benim naçizane bu filme puanım 7/10. Yeni bir filmde buluşuncaya dek, şimdilik hoşçakalın, sinemayla kalın!

                                                        Kutlay ZEREY