27 Mart 2017 Pazartesi

KRAL GERİ DÖNDÜ: KONG KAFATASI ADASI


  Merhaba sevgili blog okuyucularım. Ben Kutlay. Bu hafta yine yeni bir filmle sizlerle birlikteyim. Bu hafta sizler için ele alacağım film bir efsanenin devamı. Bu haftanın filmi Kong: Kafatası Krallığı.

  King Kong serisinin ilk filmi 2005 yılında vizyona girdi. 2005 yılında bu film vizyona girdiğinde şüphesiz kimse filmden bu kadar büyük bir başarı beklemiyordu. 2005 yılında çekilen bu filme 207 milyon dolar bütçe ayrıldı ve film 550 milyon dolar hasılat elde ederek büyük bir gişe başarısı kazanmış oldu. Peki devam filmi için neden 12 sene beklendi? Bu sorunun cevabı çok basit. Çünkü iki film arasında konusal anlamda bir bağlantı yok! İki filmin oyuncu kadrosu da , konusu da birbirinden çok farklı. Serinin ilk filmi 1930'lu yıllarda geçerken bu film 1970'li yıllarda geçmektedir.

  Kong: Kafatası Adası filmi aslında King Kong filminin bir spin-off u gibi. Bu filmde King Kong efsanesinin nasıl ortaya çıktığına tanıklık ediyoruz. Bir grup asker ve keşifçi Pasifikte keşfedilmemiş bir ada olan Kemik Adasına giderler. Fakat burada birtakım sürprizlerle karşılaşırlar. Bu adada türünün son örneğini oluşturan devasa yaratıklar yer almaktadır. Ve film süresince insanların bu yaratıklarla mücadeleleri anlatılır. "Kong" filme kötü bir karakter olarak başlarken filmin ortalarından sonra aslında kendisinin derdinin insanlarla değil de orada ona rakip olan kertenkelelerle olduğunu anlıyoruz. Yani bir hiyerarşi söz konusu. Taraflar ise, adanın kralı Kong ve Kong'a darbe yaparak onu devirmeye çalışan Kral Kertenkele. İşte film boyunca bu ikilinin hiyerarşi mücadelesine ve insanların bu mücadeledeki konumuna tanı oluyoruz. Çünkü insanlar arasında da bir hiyerarşi savaşı var. Üstünlüğünü kabul ettirmeye çalışan  Preston Packard (Samuel L. Jackson) ve doğrunun yanında yer almaya çalışan James Conrad (Tom Hiddelstone)

  Kong: Kafatası Adası filmi görsel açıdan çok başarılı. Filmin içerisinde sürekli yer alan gerilim filmde ivmeyi arttırıyor. Bazı sahneler arasındaki geçişi çok başarılı buldum. Bir sahnede Kong, askerlerden birini yerken hemen bir sonraki sahnede bir adamın tost yediğini görüyoruz. Bu da iki sahne arasında başarılı bir geçişti. Ayrıca filmin kadrosunda artık hemen hemen her filmde gördüğümüz Samuel L. Jackson, Loki rolüyle tanıdığımız Tom Hiddelstone ve Oscar ödüllü Brie Larson var. Hafta sonunuzu keyifle geçirebileceğiniz bir film. Filme puanım 7/10. Haftaya farklı bir filmde tekrar görüşmek üzere. Hoşçakalın!

                                                                               Kutlay ZEREY

6 Mart 2017 Pazartesi

BİR EFSANENİN SONU: LOGAN


  Merhaba sevgili blog okuyucularım. Ben Kutlay. Bu hafta yeni bir filmle sizlerle birlikteyim. Bu hafta sizler için değerlendireceğim film gerçekten çok özel bir film. Bu hafta "Wolverine" serisinin son filmi "Logan" ı değerlendireceğim. Film içerisinde yaşanan olaylardan dolayı benim için de çok zor bir yazı olacak.

  Logan filmi bildiğiniz gibi 3 Mart tarihinde vizyona girdi. ABD'de rekorla gişeye giren bu film Türkiye'de kendisine sadece her sinemada bir salonda yer buldu. Çünkü her sinemada en az dörder salonda Recep İvedik 5 var. Bence her sinemada bir salon bile iyi. "Silence" gibi vizyon giriş tarihi ertelenebilirdi. Neyse bunu bırakıp filmin konusuna dönelim. Logan yaşından dolayı işleri bırakır; Caliban ve Charles Xavier ile birlikte yaşar ama Charles'i saklamaktadır çünkü federaller Charles'in beynini ele geçirmek isterler. Fakat günün birinde genç bir mutant olan Laura'nın gelmesiyle işler değişir ve Logan'ın son macerası(maalesef) başlar.

  Logan filmiyle ilgili ilk değerlendirmem şu. Wolverine gibi bir efsaneyi şoför olarak görmek beni oldukça üzdü. Filmle ilgili çok önemli spoiler vermeyeceğim çünkü bana kalırsa herkesin gitmesi gereken bir film. Filme gitmeniz için X-Men sever olmanıza gerek yok. Film herkese hitap ediyor. Ayrıca son filmiyle de bağlantısı yok yani hiçbir şey kaçırmamış olursunuz. Filmin içerisinde sinema tarihine bolca gönderme de mevcut. Şimdi hangi filmlere selam çakılmış bir bakalım:

1-CALİBAN VE NOSFERATU

 İlk selamımız 1922 yılında Almanya'da Friedrich Murnau tarafından çekilen, sinema tarihinin efsanelerinden olan ve aynı zamanda sinema tarihinin ilk vampir filmi olan "Nosferatu: Bir Dehşetin Senfonisi" filmine. Logan filminde yer alan Caliban, tip ve vücut özellikleri olarak Nosferatu'ya birebir benzer. Hatta film içerisinde Caliban Logan ile konuşurken kendisinin Nosferatu gibi olduğunu da itiraf eder. Şimdi görselleri görünce daha iyi anlayacaksınız.





























2- CALİBAN VE WİLLİAM SHAKESPEARE'NİN "FIRTINA" OYUNU

 Logan filmindeki Caliban,  tip olarak olmasa da karakter özellikleri olarak William Shakespeare'nin yazmış olduğu son tiyatro oyunu olan The Tempes (Fırtına) adlı tiyatro oyunundaki Caliban karakterine birebir benzemektedir. Ayrıca Fırtınayı da okumanızı tavsiye ederim. Yer aldığım bir projede ben okuma fırsatı bulmuştum.


3- 1953 YAPIMI "SHANE" FİLMİ 

  Logan'da yapılan üçüncü ve son gönderme ise George Stevens'ın 1953 yılında çektiği bir Western filmi olan "Shane" filmine yapılmaktadır. Logan, Charles Xavier ve Laura bir otel odasında kalırken televizyonda bu film açıktır ve Charles Laura'ya bu filmin en sevdiği film  olduğunu söyler. Bizim o filmde gördüğümüz sahne ise Shane karakterinin sürekli "Prove İt (Kanıtla)" dedikten sonra düşmanlarını öldürdüğü sahnedir. Onlara da bu şekilde bir gönderme yapılmış.












 Logan filminin sonunu size aktarmayacağım ama son sahnede her ne kadar X-Men serisinden ayrı da olsa o seriye çok güzel bir gönderme var. Bu filme gitmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Çünkü bir efsaneyi son kez görüyoruz. Wolverine e dolayısıyla müthiş oyunculuğuyla Hugh Jackman'a (Ona bu rol için ne kadar teşekkür etsek az) ve Charles Xavier olarak hafızalarımıza kazınan Patrick Stewart'a veda ediyoruz. Dolayısıyla bu vesileyle bir tarihe tanıklık etmiş olacaksınız. Mendiliniz hazır olsun. Zira filmin sonunda ağlamak hiç sürpriz olmayacaktır. Filme puanım 10/10. "Güle güle koca yürekli adamlar!" diyorum. Bir sonraki filmde görüşmek üzere. Şimdilik hoşçakalın!

                                                               Kutlay ZEREY