21 Eylül 2016 Çarşamba
GERÇEK BİR KURTULUŞ HİKAYESİ: SULLY
Merhaba sevgili blog okuyucularım. Bugün yine bir filmle karşınızdayım. Son olarak sizler için geçtiğimiz günlerde dağıtılan 68. Emmy ödüllerini değerlendirmiştim. Bugün ise film yazılarıma kaldığım yerden devam ediyorum. Son olarak değerlendirdiğim film Suicide Squad filmiydi. Bugün ise gerçek hayattan alınan ve yaşandığı dönemde büyük yankı uyandıran bir olayın çevrimi olan "Sully" filmini değerlendireceğim. Başlamadan önce şunu söylemek isterim ki, filmde Clint Eastwood ve Tom Hanks'i görünce zaten +1 güven puanıyla filme gitme isteği duyuyorsunuz.
"Sully", 2009 yılında New York'tan havalanan ve Chicago'ya giden bir yolcu uçağının, kalkıştan 3 dakika sonra zorunlu bir iniş nedeniyle Hudson Nehri'ne inmesini ve bu olaydan sonra yaşananları konu alıyor. Bu zorunlu kararı ise uçağın pilotu Cherly Sullenburger (Sully) almak zorunda kalıyor ve sonrasında başına gelmeyen kalmıyor. Bundan sonrası spoilera gireceği için konuyla ilgili daha fazla detay vermeyeceğim. Şimdi filmin olumlu ve olumsuz yönlerine bir göz atalım.
Filmin Olumsuz Yönleri
- İlk olarak filmde (bana kalırsa) fazla aksiyon yok. Uçağın düşme sahnesinin yer aldığı sekans bile beni içerisine çok fazla çekemedi. Ama bir dram filmi olduğunu düşünürseniz fazla aksiyona gerek yok diyebilirsiniz.
- Uçağın düşme sahnesinin (ana hikayenin oluştuğu sahnenin) filmin ortasından itibaren flashback ile verilmesi bana anlamsız geldi. en baştan verilseydi konu bütünlüğü daha iyi sağlanabilirdi.
- Eğer bir uçak teknisyeniyseniz veya uçaklarla ilgilenen bir insansanız bu filmi fazla beğenmezsiniz. Çünkü teknik sorunlarla ilgili kafada çok fazla soru işareti bırakıyor.
- Film tek bir sahne hariç sizi çok fazla içerisine çekmiyor. Dolayısıyla bende katharsisi yaşatmadı. Belki de gerçek olayı ve sonucunu bildiğimden dolayı olabilir.
Filmin Olumlu Yönleri
- Tom Hanks ve Clint Eastwood'un aynı projede olması filmin en olumlu yönü.
- Uçakta bulunan ve kazayı yaşayan yan karakterlerin unutulmaması ve az da olsa hayat hikayeleri hakkında bilgi sahibi olmamız benim hoşuma gitti. Özellikle uçağa binmeden önce bir marketten alışveriş yapan tekerlekli sandalyede bulunan kadın ve onun ailesi çok sempatikti.
- Tom Hanks'in canlandırdığı "Sully" ile Aaron Eckhard'ın canlandırdığı "Jeff" karakterinin kendilerini mahkemede Uluslararası Havacılık Federasyonu'na karşı savundukları sekans filmin en etkileyici ve heyecan verici sekansıydı.
- Filmde ufak ufak da olsa komik sahneler de mevcut. Bu da izleyiciyi biraz da olsa rahatlatıyor. Özellikle bir önceki maddede söylemiş olduğum savunma sahnesinde Jeff'e "Bu kazayı tekrar yaşamak ister miydiniz?" diye bir soru geliyor. Verilen cevap ise gayet ironik: " Temmuz ayında evet!" Çünkü Hudson Nehri oldukça soğuk bir nehir.
Evet sevgili blog okuyucularım filme çok iyi diyemem ama kötü de değil, gidilebilir. İMDB her ne kadar 10 üzerinden 8 verse de ben bu notu oldukça yüksek buluyorum. Benim filme notum 10 üzerinden 6. Haftaya yeni bir filmle görüşmek üzere. Yorumlarınız benim için çok değerli. Filmden sevdiğim bir replikle yazımı bitiriyorum. "Rötar, felaketten iyidir"
Kutlay ZEREY
20 Eylül 2016 Salı
DİZİLERİN OSCAR'I : EMMY
Merhaba sevgili blog okuyucularım. Bugün özel bir
yazı ile yine sizlerle birlikteyim. Bugünkü yazımda sizler için pazar gecesi
düzenlenen 68. Emmy Ödülleri'ni değerlendireceğim. Bakalım pazartesi akşamı
neler olmuş?
Kırmızı
halıda şıklık yarışı
Her ödül töreninde
olduğu gibi bu ödül töreni de kırmızı halı geçişiyle başladı. Bu geçiş Türkiye
saatiyle saat 02:00 da başladı ve 03:00 a kadar devam etti. Kırmızı halıya Game
Of Thrones kızları damga vurdu. Emilia Clarke, Lena Headey ve bu sene ilk defa
adaylık alan Maisie Williams gecenin kırmızı halı kazananı olmayı başardı.
Gecenin Garanti Ödülleri
Oscar yazımda da paylaştığım gibi Emmy'de de
bu sene garanti ödüller vardı. En İyi Drama dizisi dalında Game Of Thrones, En
İyi Komedi Dizisi dalında Veep, En İyi Kadın Oyuncu dalında Julia Luis Dreyfus
(kazandığı 6. Emmy ödülü) ve Mr. Robot dizisinden Rami Malek (her ne kadar Bob
Odenkirk'ü tutsamda) gecenin garanti ödüllerini kazanan isimler oldular.
Gecenin Sürprizleri
Sıra geldi gecenin sürprizlerine. Tabi bunlar
bana göre sürpriz olan ödüller. Drama
Dizisinde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Bloodline'dan Ben Mendelshon
(İlk adaylığını alan Kit Harrington ve Peter Dinklage gibi isimler varken) ,
tarihi bir dizi olan Downton Abbey'den Maggie Smith (Benim adayım Emilia
Clarke'ydı) Komedi Dizisinde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Baskets'dan
Louie Anderson (Life With Louie desem?), Mini Dizi ve TV Filminde En İyi
Yardımcı Erkek Oyuncuda Sterling Brown ( John Travolta ve David Shwimmer
varken) gecenin sürprizleriydi.
Geceye
Damga Vuran Olaylar
- 68. Emmy Ödül Gecesine
damga vuran birkaç olay vardı. Bunlardan birincisi ödül töreninin sunucusu
Jimmy Kimmel'ın açılış konuşmasıydı. Burada Chris Rock'ın Oscar'da yaptığı gibi
toplumsal eleştiri olmasa da yarışmacılara eleştiri vardı. Jimmy Kimmel, 9
adaylık ve 4 Emmy kazanan Maggie Smith'e (dün gece 5 oldu) ^"ödül törenine
gelmeyeceksen Emmy'de kazanma" dedi. Bu arada Maggie Smith şimdiye kadar
hiçbir Emmy'e katılmamış.
- Gecenin 2. olayı bir mini dizi olan ,
geceye damga vuran yapım O.J Simpson cinayetini konu edinene FX'in The People
vs O.J Simpson: An American Crime Strory oldu. Bir Amerikan Suç Hikâyesi dizisi
geceyi 5 ödülle kapattı.
- 3. ve son olay ise
Louie Anderson'un ödül alması ve aldığı ödül sonrasında yapmış olduğu müthiş
konuşma oldu. Zira Life With Louie ,Louie Anderson'un hayat hikayesini anlatan
çizgi film, benim izlemekten en fazla keyif aldığım çizgi filmdi.
Kutlay ZEREY
3 Eylül 2016 Cumartesi
GERÇEKTEN Mİ KÖTÜLER? : SUİCİDE SQUAD
Merhaba sevgili blog okuyucularım. Bu hafta yine bir film ve onun eleştirisiyle sizlerle birlikteyim. En son yaklaşık 3 hafta önce Hayalet Avcıları'nda sizlerle birlikte olabilmiştim. Uzun bir zamandır, kişisel sebeplerden dolayı film yazılarıma yer veremiyordum ama bu haftadan itibaren geri döndüm diyebilirim. Son yazımı yazdığımda da yazacağım bir sonraki yazının Suicide Squad ile ilgili olacağını da belirtmiştim. Filme yeni gitme fırsatı buldum ve sıcağı sıcağına yazımı sizlerle paylaşmak istedim.
Suicide Squad filmi çekim aşamasına geçilmeden önce çok fazla merak uyandırmaya başlamıştı. Hatta o kadar çok merak ettik ki filmin çekim aşaması sırasında basına sızdırılan fotoğraflar bile bizim merakımızı gidermede etkili olamadı. Nitekim film 12 Ağustos 2016 tarihinde vizyondaki yerini aldı. Filme giderken benim kafamda 2 tane soru işareti vardı. "Film güzel olacak mı?", "Jared Leto, Heath Ledger'ın Jokerini yakalayabilecek mi?" Birinci sorunun cevabı: Evet film çok güzel, oyuncu kadrosu harika ve beklentilerimi karşıladı diyebilirim. İkinci sorunun cevabı: Heath Ledger çıtayı o kadar yükseğe bıraktı ki onun yanına kimse yaklaşamaz, Jared Leto'nun harika oyunculuğu bile.
Suicide Squad filmine gitmek isteyenlere bazı önerilerde bulunmak istiyorum. Birincisi, filmde aksiyon hiç eksik olmuyor. Yani durağanlık beklemeyin çünkü izleyici olarak sürekli maceranın içerisine çekiliyorsunuz. İkincisi (bana kalırsa en önemlisi) bu film bir Joker filmi değil! Evet görünürde öyle ama işleyişte değil. Ben Joker'i film içerisinde daha fazla görmeyi beklerdim. Bence bu film İntihar Timinin (Her ne kadar Gerçek Kötüler diye skandal bir çeviri yapılsa da) "Enchantress" isimli binlerce yıl öncesinden gelen kötü bir karaktere karşı verdikleri mücadeleyi anlatıyor. Filmde bu karakter Jokere göre çok daha fazla ön plana çıkarılmış. Tabi bu da bende birazcık hayal kırıklığı yarattı. Filmde bizi şaşırtan ve açıkçası mutlu eden küçük detaylar da var. Mesela filmin bazı yerlerinde Batman ve Superman'i de görebilmek mümkün. Çünkü filmin ana karakterlerinden Deadshot (Will Smith) Gotham City'de yaşıyor.
Suicide Squad filminde bahsetmek istediğim bir diğer konu da oyuncu kadrosu. Filmin ana kadrosu içerisine Jared Leto, Will Smith ve Margot Robbie gibi büyük yıldızlar yer alıyor. Ama bana kalırsa bu filmi götüren isimler kesinlikle Will Smith ve Margot Robbie olmuş. Margot Robbie'nin oynamış olduğu Harley Quinn karakterine gerçekten aşık olmamak mümkün değil. Tabi oyunculuk da inanılmaz derecede üst seviyede. Bu iki önemli ismin uyumu Jared Leto'yu birazcık geride bırakmış gözüküyor. Bunun sebebi bu ikilinin daha önce "Focus" filminde birlikte oynamış olmaları olabilir. Diğer karakterler ise bir yemek sofrasının mezeleri gibi filme ayrı ayrı tat vermişler.
Evet sevgili blog okuyucularım bu hafta Suicide Squad filmiyle sizlerle birlikte oldum. Haftaya Jason Statham'ın yeni filmi "Suikast" ile sizlerle birlikte olacağım. Yorumlarınızı bekliyorum. Hoşçakalın!
Kutlay ZEREY
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)